sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları

Aynı araçta bulunan ve araç sahibi diğer subayın, Harp Akademisine alınmaması üzerine açtığı davada aynı fiilden dolayı almış olduğu 7 gün göz hapsi disiplin cezasının yok hükmünde olduğuna karar verilmiştir\. Bu platformda keyifli vakitler geçir, büyük ödüllerin sahibi ol. paribahis\. Bugün için ise, disiplini temin için tutuklama yetkisinin 1982 anayasasında ilk defa yer alan 38. Fıkrası karşısında anayasaya aykırı olduğunu iddia etmek pek mümkün görünmemektir. 1982 anayasasının 38/8 maddesine göre “idare kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir yaptırım uygulanamaz. Silahlı kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.” Bu maddenin gerekçesinde ise, “fıkra kişi hürriyetinin ağır tehdidini teşkil eden hapis cezalarının yalnız mahkemelerce hükmedileceği; yani bunun bir “idari müeyyide” olarak (mesela disiplin cezası) idare tarafından uygulanmayacağı esasını getirmektedir. Farklı bir disiplin rejimini bilen silahlı kuvvetler bu yasağın dışında bırakılmıştır” denmektedir. Buradaki “idari müeyyide” deyiminin parantez içindeki ifade dikkate alınarak sadece AsCK’nun 165. Maddesindeki disiplin cezalarını kasteddiğini söylemek zordur[576].

Askerliğe ait kanunların ve diğer genel düzenleyici işlemlerin (tüzük, yönetmelik, adsız düzenleyici işlemler) düzenlediği bir konu, amirler tarafından emir haline getirilip asta yöneltilmedikçe hizmete ilişkin bir emir haline gelemezler. Ayrıca, her hangi bir kanunun cezalandırdığı bir fiilin yapılmamasına ilişkin uyarmalar, birer hizmet emri değil tavsiye niteliğindedir. Bu uyarmaları dinlemeyen asker kişilere emre itaatsizlikten değil, fiil için kanunun öngördüğü ceza verilebilir[106]. “Kast veya ihmal ile hizmete ait emri tam yapmamak, değiştirmek veya sınırını aşmak suretiyle itaatsizlik edenlere 10 günden 2 aya kadar oda veya göz hapsi cezası verilir”  (477 SK m.48). Burada en önemli unsur amir ve üste saygısızlık teşkil eden fiilin hizmette veya hizmete ilişkin hallerde yapılmasıdır[99]. Hizmet; kanunlarla, nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla, amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir (İçHizK m.6). Hizmetin sınırlarının genel bir tanımla çizilmesi ve kapsamının genel bir anlatımla belirlenmesi, askerlik hizmetinin özelliğine nazaran pek mümkün görülmemektedir. “Hizmette veya hizmete ilişkin hallerde amire ve[93] üste zorunlu olduğu saygıyı göstermeyen veya uyarmayı saygı duruşu ile kabul edip dinlemeyenler, bir aya kadar oda veya göz hapsi ile cezalandırılırlar” (477 SK m.47).

  • Bazı istisnai hallerde idareden dehakka yönelik tecavüzün giderilmesi istenebilir.
  • Yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler hakkında 152’nci ve 153’üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur.
  • Cezanın derhal yada uygun bir zamanda infazı mümkün iken sırf cezalıyı geç terhis etmek saikiyle cezanın infazının terhise bırakılması yetkinin kötüye kullanılmasıdır.

Eşitlik halinde de, amaç ve sonuç arasındaki ilişki ve orantıya bakılmalıdır[648]. Yukarıdaki düzenlemelerden anlaşıldığı üzere, asker kişilerin düşünce açıklama ve yayma hürriyetinin önemli ölçüde sınırlandığını, bu sınırlamanın millî güvenlik ve kamu düzeni amacıyla gerçekleştirildiği görülmektedir. Milli Savunma Bakanınca hazırlık soruşturması açılmasına izin verildiği takdirde düzenlenmiş olan evrak gereği yapılmak üzere ilgilinin görevli bulunduğu yere en yakın askerî mahkemenin savcısına gönderilir. Tek fiil sadece tek suç normunu ihlal edebileceği gibi, birden çok suç normunu aynı anda ihlal edebilir. – Hizmete ilişkin olanlar dışında hiçbir ziyaret kabul edemezler. – Resmi daire, kışla, eğitim alanları ile sair yerlerdeki hizmetlerine devam ederler. Seferberlik ve savaş halinde verilecek cezalar üçte birden az olmamak üzere bir katına kadar arttırılır. Ancak, tertip olunan ceza Kanunda gösterilen cezanın azami haddini geçemez. “5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek” (657 SK m.125/E-k).

Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hakim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hakimler ve Savcılar (…)[97] Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur. Madde 141 – Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir. Madde 140 – Hakimler ve savcılar adli ve idari yargı hakim ve savcıları olarak görev yaparlar. Bu görevler meslekten hakim ve savcılar eliyle yürütülür. Madde 138 – Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Devletçe kamu tüzelkişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile kamu tüzelkişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı esastır. Madde Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunlarının hükümlerine tabidir.

J) 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla ve bireysel amaçlı iletişim yöntemleri hariç, teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan yeni yayın iletim yöntemleri de dâhil olmak üzere yayın hizmetleri ile ilgili düzenlemeler yapmak ve deneme yayını izni vermek. I) Yayın hizmetlerinin izlenme ve dinlenme oranı ölçümlerinin yapılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile bu usul ve esaslara uymayan şirket ve kuruluşlara uygulanacak müeyyideleri belirlemek. H) Medya hizmet sağlayıcılarının sunduğu yayın hizmetlerinde ve platform, multipleks, altyapı işletmecileri ile verici tesis ve işletim şirketinin sunduğu hizmetlerde bu Kanuna ve ilgili diğer mevzuata aykırılık tespit edilmesi veya yayın lisansı şartlarına uyulmaması hâlinde gerekli müeyyideleri uygulamak. Ğ) Medya hizmet sağlayıcılarının yayın hizmetlerinde yer verecekleri koruyucu sembol sistemi ile ilgili usul ve esasları belirlemek. B) Millî frekans planında karasal radyo ve televizyon yayınları için 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu hükümlerine göre Üst Kurula tahsis edilen frekans bantları çerçevesinde televizyon kanal ve radyo frekans planlamalarını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak. (3) Multipleks işletmecileri, Üst Kurulca durdurulmasına karar verilen yayınların iletimini Üst Kurul kararının tebliğini takiben derhal durdurmak zorundadır. Yapılan tebliğe rağmen bu yayınları iletmeye devam eden multipleks işletmecilerinin yayın iletim yetkisi, Üst Kurul tarafından iptal edilir ve bu durum Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna bildirilir. (1) Üst Kurul, toplum için büyük önem arz eden ulusal ve uluslararası olayları; ülke geneline şifresiz ve ücretsiz yayın yapan televizyon kanallarından canlı veya banttan yayınlanmasını temin etmek amacıyla, konuyla ilgili diğer kurumların görüşlerini de almak suretiyle bir önemli olaylar listesi hazırlayarak ilân eder. Önemli olaylar listesi Üst Kurulca aynı usulle güncellenebilir.

Yükümlülüğün yerine getirilmemesihalinde ilk uygulanacak olan yaptırımlar idari para cezası iken devamı halindereklam yasağı ve son olarak da internet trafiği bant genişliğini %90 oranındadaraltma yaptırımı öngörülmüştür. Konuya ilişkin kamuoyunda nefret söylemi kanunu olarak bilinenve pek çok eleştiriye maruz kalan, içerik yönetimine ilişkin ilk düzenlemeSosyal Ağ Kanunu (“NetzDG”) Almanya’da 2017 yılı sonunda kabul edilmiştir.[6] Düzenleme kabul edilmeden önce uzunbir süre tartışılmıştır. Önce 2015 yılında bir çalışma grubu oluşturulmuş vekonusu suç olan içeriklerin yönetimi ve bu konuda nasıl mücadele edilmesigerektiği iki seneden uzun bir süre boyunca bu çalışma grubundadeğerlendirilmiştir. Tartışmanın odak noktası hukuka aykırı içeriklere ilişkinolarak benimsenecek politikanın ifade özgürlüğü, haberleşme özgürlüğü, özelhayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması gibi temel hak ve özgürlüklereetkisi ile bu etkinin nasıl dengelenmesi gerektiği olmuştur. NetzDG, tasarıdöneminden itibaren, uzmanlar tarafından sıklıkla sansür ve ifade özgürlüğünüengelleyen Almanya Anayasasına ve AB hukukuna aykırı bir düzenleme olarakdeğerlendirilmiştir. Bu kanun kapsamında ceza kanununda özel hayatın gizliliği,hakaret, nefret söylemi veya politik aşırılık gibi suçlara atıfla bu gibiiçeriklere hukuka aykırı içeriklere ilişkin süreçlerin işletmesidüzenlenmiştir. Ancak bu hükümlerin uygulanmasında kamuya mal olmuş kişilereyönelik eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamındaki değerlendirmeler muaftutulmuştur. Bununla birlikte NetzDG’ye ilişkin olarak 18 Haziran 2020tarihinde sosyal medya şirketlerinin hukuka aykırı içerikleri Almanya FederalAdli Polisine bildirmelerine ilişkin bir ek düzenleme kabul edilmiştir.